Vakit karanlık
Meriçin kıyısında bir çığlık
Dünya duruyor bizim için
Ah bu ağıt ne tanıdık
Eziyor bizi bu ağıttaki ağırlık
Cümlelerimiz boğuluyor yüreğimizin boşluklarında
Sonrası haykırış
Ve suskunluk...

Kelime arıyorum acını tarife
Senin yavrularını aradığın gibi
Ne sen bulabiliyorsun aradığını
Ne ben...
Sonra ilklerin adı gibi
İlk onlar damlıyor yüreğindeki çığlığa
Hatice ve Bekir
İlk inananlar gibi
İlk onlar varıyorlar menzillerine
İlklerin kollarında müjdelenen cennetlerine
Senin dinmiyor acın
Yapayalnızken yarınların
Meriç gibi gözyaşın
Akıyor ve yakıyor yüreklerimizi
İki gözün, iki nurunu arıyor
İki mutlu isimli
Sen bari biri derken
Feryadın tüketiyor kelimelerimizi
...............

Ey Meriçin taze ağıdı
Murad buymuş kaderinden
Belki en kederinden
Yoluna ağıt düştü
Acı bir ızdırap düştü
Bize ağlamak
Sana ağıtlarla yanmak düştü


Meriçte yitirilenler adına
Bize dua etmek
Sana onları anlatmak düştü
Unutkanlığımızın derdi bize
Kefareti sana düştü
Unutkanlığımızda boğulmasın diye
Hüseyin Maden olmak
Aslı Doğan olmak
Uğur Abdurrezzak olmak
Hatice Akçabay olmak
Sana düştü
Bize seni dinlemek
Sana Hubeyb bin Adiyy gibi
Onların selamını anlatmak düştü

Yarın hakkın divanında
Bize susmak
Sana zulümleri anlatmak düştü
Hem gayretullaha seslenmek düştü

Belki manevi bir iklimde
Bize sessizlik
Sana Efendimize derdini yanan
Amr bin Salim gibi
Şiir olup konuşmak düştü

Mesud ol aradığın yitiğin gibi
Bize "ömür derdine" düşmek
Sana ömrün boyunca bir "dava" düştü

07-12-2018